Home Dünya Çin’den net mesaj: Ticaret savaşı istemiyoruz ama korkmuyoruz da – Dünya

Çin’den net mesaj: Ticaret savaşı istemiyoruz ama korkmuyoruz da – Dünya

by editor
0 comments

Hui Hui Chen’in haberine göre Nisan ayında ABD yönetiminin Çin’e karşı başlattığı yeni tarife dalgası, küresel ekonomide dalgalanmalara yol açarken, Pekin cephesi sessiz kalmadı. Çin’in resmi açıklamaları, uzman analizleri ve diplomatik duruşu, bu ticaret savaşına ilişkin kapsamlı bir pozisyon belgesi niteliği taşıyor.Gümrük Vergileriyle Savaş: ABD’nin Yeni StratejisiABD Başkanı’nın “karşılıklı tarife” iddiasıyla Çin ürünlerine %50’yi aşan oranlarda ek gümrük vergisi getirme planı, sadece ikili ilişkileri değil, küresel ticaret düzenini de doğrudan etkiledi. Çin’e yöneltilen bu ekonomik baskının, ABD’nin iç sorunlarına çözüm üretmekten çok, siyasi pozisyonlarını güçlendirme aracı olduğu düşünülüyor.Hui Hui Chen’in haberinde “ABD, bu politikayla yalnızca Çin’i değil, ticaret açığı verdiği tüm ülkelere karşı aynı baskı dilini kullanıyor. Ancak Çin, bu baskının hedefinde merkezi bir rol oynuyor. Çünkü Çin, küresel tedarik zincirlerinin kilit ülkesi olmasının yanında, gelişmekte olan ülkeler için de ekonomik bir model sunuyor. Bu durum, Washington’ın stratejik kaygılarını daha da artırıyor” denildi.Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian’ın açıklamaları netti: “Gümrük savaşlarında kazanan olmaz. Çin halkı sorun çıkarmaz, ama sorun çıkmasından da korkmaz. Baskı, tehdit ve şantaj doğru yollar değildir. Çin, meşru hak ve çıkarlarını korumak için gerekli tüm tedbirleri alacaktır.”Beyaz Kitap: Çin’in Resmi TutumuÇin Devlet Konseyi Bilgi Ofisi tarafından yayımlanan ve altı bölümden oluşan “Çin-ABD Ekonomik ve Ticari İlişkilerinde Çin’in Pozisyonu” başlıklı beyaz bülten, Çin’in bu sürece nasıl yaklaştığını somut biçimde ortaya koyuyor. Belgede özellikle şu vurgu öne çıkıyor:Çin, serbest ticaret ilkelerine ve DTÖ kurallarına bağlı kalmaya devam edecek.ABD’nin tek taraflı uygulamaları, yalnızca ikili ilişkileri değil, küresel ekonomik istikrarı da tehdit ediyor.Ekonomik farklılıklar normaldir, ancak bunlar karşılıklı saygı ve eşit diyalog yoluyla çözülmelidir.Bu belge aynı zamanda, Çin’in ABD ile yürüttüğü onlarca ekonomik istişare turuna rağmen Washington’ın anlaşmalara uymadığını da somut verilerle açıklıyor. ABD’nin Çin’e yönelik 301 soruşturması kapsamında aldığı kararların, yalnızca gümrük tarifeleriyle sınırlı kalmadığı; denizcilik, lojistik ve yüksek teknoloji sektörlerini de hedef aldığı vurgulanıyor.Çin Ekonomisinin DirenciAncak Çin tarafı, yapısal dayanıklılığını vurguluyor. Son yıllarda ABD’ye olan ihracatının toplam ihracattaki payı düşürüldü. Alternatif pazarlara (ASEAN, Afrika, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki ülkeler) yönelme süreci hızlandırıldı. 2024 yılında Çin’in ihracatında ASEAN’ın payı %16,4’e ulaştı.İç pazara dayalı büyüme modelinin güçlendirilmesiyle, Çin ihracata bağımlı olmayan bir kalkınma anlayışını da yaygınlaştırıyor. 2024 yılında ihracat yapan şirketlerin %85’i aynı zamanda iç satış yaparken, bu iç satışların toplam gelirdeki payı %75’e yaklaştı.Ayrıca Çin’in iç tüketimi artırmak için vergi indirimlerinden doğrudan teşviklere kadar çok sayıda politikayı devreye aldığı biliniyor. Yurt içi tüketimi destekleyen bu strateji, dış ticaretteki dalgalanmalara karşı güçlü bir tampon görevi görüyor.Ekonomik Gerçekler: ABD’yi Suçlayan RakamlarÇin’in iddiaları yalnızca siyasi retorikten ibaret değil. Beyaz bültende yer alan verilere göre, ABD’nin ticaret açığı Çin’den değil, kendi ekonomik yapısından kaynaklanıyor. ABD’nin düşük tasarruf, yüksek tüketim ve yapısal açıkları, dış ticaret dengesizliklerinin esas nedeni olarak gösteriliyor.Hui Hui Chen’in haberine göre Ayrıca Çin, ithalatı artırmaya devam ediyor. 2024’te Çin’in toplam ithalatı %2,3 artarak 18,4 trilyon yuana ulaştı. Ülke, 16 yıldır dünyanın ikinci büyük ithalat pazarı. Bu da “Çin kapalı ekonomi” eleştirilerini boşa çıkaran veriler arasında.ABD’nin sıkça gündeme getirdiği dış ticaret açığı konusu da ekonomik gerçeklerle çelişiyor. Çin’in ABD ile mal ticaretinde fazla vermesine rağmen, hizmet ticaretinde büyük açık verdiği ve bu açığın 2023 yılında 26,5 milyar doları aştığı belirtiliyor. Bu veriler, iki ülke arasında ticaretin karşılıklı olarak fayda sağladığını ortaya koyuyor.Uluslararası DestekABD’nin tarifelerine karşı yalnızca Çin değil, birçok ülke de rahatsız. Avrupa Birliği, Avustralya, Şili ve Brezilya gibi ülkeler açıkça bu tek taraflı uygulamalara karşı olduklarını belirtti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Bu tür politikalar ters etki yaratır” derken, Avustralya Başbakanı Albanese bu yaklaşımın ortaklığa zarar verdiğini söyledi.Çin ise bu süreçte çok taraflılığı savunan bir aktör olarak konumlanıyor. Çin’in Ankara Büyükelçisi Jiang Xuebin’in Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada şu mesaj öne çıkıyordu: “Ticaret savaşında kazanan olmaz. Çin, ABD’nin tek taraflı önlemlerini derhal iptal etmesini ve eşit diyalog yolunu tercih etmesini bekliyor.”“Gökyüzü Düşmeyecek”: Soğukkanlılık MesajıÇin basınında ve uzman yorumlarında sıkça geçen bir ifade dikkat çekiyor: “Gökyüzü düşmeyecek.” Bu, Çin’in hem halkına hem de uluslararası topluma verdiği stratejik bir mesaj. ABD’nin uygulamaları kısa vadede bazı sektörleri etkilese de, Çin’in makroekonomik gücü ve uzun vadeli büyüme potansiyeli korunduğu sürece, bu kriz yönetilebilir olarak görülüyor.IMF ve OECD gibi kuruluşlar da Çin’in 2025 yılına kadar %5 düzeyinde büyüme hedefine ulaşabileceğini öngörüyor. Çin, aynı zamanda üretim gücünü dijitalleşme, yapay zeka ve yeşil dönüşüm gibi alanlarda yeniden şekillendiriyor.Ayrıca Çin, küresel yatırımcılar için de güvenli bir liman olarak öne çıkmaya devam ediyor. Uluslararası finans kuruluşlarının çoğu, Çin’in siyasi istikrarı, kapsamlı sanayi altyapısı ve dış şoklara dayanıklı yapısıyla belirsiz küresel ortamda avantajlı bir pozisyonda olduğunu belirtiyor.Diplomasi mi Direniş mi?Hui Hui Chen’in haberinde şu ifadeler yer aldı:”Çin’in yaklaşımı, bir yandan barışçıl çözüm yollarını açık tutmak, öte yandan karşılık vermekte kararlı olmak üzerine kurulu. “Çin halkı savaş istemiyor, ama hiçbir provokasyondan da korkmuyoruz” ifadesi, bu duruşun en sade ama güçlü ifadesi.Bu krizin nasıl sonuçlanacağı, ABD’nin iç siyaseti, Çin’in ekonomik istikrarı ve küresel güçlerin tutumuyla şekillenecek. Ancak net olan şu ki: Çin, bu kez sadece savunma yapmıyor, küresel ekonomik düzenin yeniden yazıldığı bu dönemde kendi söz hakkını da talep ediyor.”

Bu haber 16 defa okunmuştur.



Source link

You may also like

Leave a Comment

gazeteanaliz gerek piyasalar haberleri , gerekse gündem haberlerini en doğru ve tarafsız olarak sizlere aktarmayı amaç edinmiştir.

Editörün Seçtikleri

Son Haberler

u00a92022u00a0Soledad.u00a0All Right Reserved. Designed and Developed byu00a0Penci Design.